Beden dili eğitimi temelde klasik vücut postürlerinin ne anlama geldiğiyle başlasa da ilerledikçe mikro ifadelerin detayları önem kazanmaya başlar.
Bristol (UK) Üniversitesi araştırmacıları tarafından gerçekleştirilen çalışmada, belirsiz yüz ifadelerinde duygunun tanımlanması ile agresif düşünce ve davranışların ilişkisinin araştırılmış; yüz ifadelerinde duyguları tanımanın hem sağlıklı yetişkinler, hem de suç işleme riski yüksek olan ergenler üzerindeki etkisi gözlenmiştir.
Mutlu, kızgın ya da duygusal olarak belirsiz yüz ifadelerinin gönüllülere gösterildiği çalışmada, katılımcıların ifadeleri “mutlu” ya da “kızgın” olarak tanımlamaları istenmiş; böylelikle belirsiz ifadeleri ne kadar “kızgın” olarak tanımladıkları gözlenmiş böylelikle bir hareket noktası oluşturmuşlardır. Ardından da araştırmacılar, katılımcıları, daha önce “kızgın” olarak tanımladıkları belirsiz ifadelerin bazılarının aslında “mutlu” olduğunu söyleyerek yeniden değerlendirmeleri konusunda yönlendirmişlerdir.
Kontrol grubu olan ilk 40 yetişkin, belirsiz ifadelerdeki mutluluk göstergelerini tanımlayabilmiştir. Mutluluk tanımlaması yapabilen yetişkinlerin öfke ve agresyon düzeyleri daha düşüktür. Ancak deney grubundaki 46 ergen için ise durum farklıdır. Mutluluk ifadelerini tanımlayamayan ve suç işleme riski nedeniyle, çeşitli kurumlardan bir rehabilitasyon programına yönlendirilmiş olan ergenlere yüz ifadelerinde mutluluğu tanıma eğitimi verilmiştir. Eğitimi alanlarda saldırgan davranış eğilimi ve öznel öfke değerlendirmeleri düşmüştür.
Duyguyu tanımak öfke ve saldırgan davranışı değiştirmede kilit bir önem taşımaktadır. Bu sonuçlar, öfke ve saldırganlığı önlemede yapılan çalışmaların geleceğini değiştirebilecek niteliktedir.
O zaman şimdi de biraz yüzde duygular…
Mutluluk. Yanak yukarı kalkar. Dudak kenarları yukarı doğru çekilir. Göz kenarları kırışır. Alın düz ve kaşlar sabittir.
Stres veya Üzüntü. Yüzün kaş bölümündeki stres: Kaşın orta kısmı yukarı kalkmıştır, kaşa eğri bir görünüm kazandırır. Kaş çizgi halindedir, ama sadece medyal (ortası) kısmı çizgi haline gelmiştir. Kaşlar aynı zamanda birleşmişlerdir. Bu durum kaş çevresinde içeri doğru-U şeklinde “Darwin’in keder kası” olarak da bilinen kırışıklıklara neden olur. Eğer kaş tamamen yukarı kalkmışsa bütün bir çizgi olarak gözükür.
Aşağılama, Tiksinme, Onaylamama. Tiksinme için iki çeşit gösterge vardır. Birincisinde burun kırışır. İkincisinde ise üst dudak yukarı kalkar. Aşağılama için ise muhtemel bir gösterge gamze kasıdır. Bir diğeri ise gözleri devirmektir.
Üzüntü. Üzüntü yüzün yukarı kısmında sanki stres gibi gözükebilir. Yüzün aşağısında şuna dikkat edin: Ağzın kenarları aşağıya çekilmiş mi? Burada bu ifadenin yüzde hep var olan kalıcı bir ifade olmadığına emin olun. Üzüntü aynı zamanda yanakları kaldıran ve göz etrafının kırışması ile belli olan ve dudak kenarı depresyonu ile de ilişkili iki hareket biriminin kombinasyonu ile de belli olabilir. Ekman, Levenson ve Friesen (1983) bu noktada üzüntüye şunları eklemiştir: Aşağıya bakma, çenenin yukarı kalkması, yanakların kalkması ve dudak kenarının çekilmesi.
Öfke. Yüzün dudak ve çene bölgesi öfke ifadesini belli etmede önemlidir. Dudakların kırmızı tarafı içe doğru çekilir, böylece dudaklar gerilir ve daralır. Bu, sadece bir dudakta da görülebilir. Ya da çene yukarı doğru kalkmadan dudaklar birbirlerine doğru bastırılmış olabilir. Bu durum dudakları gerginleştirir ve daraltır. Çene de büzülmüş olabilir. Çene yukarı kalkar, kırışır ve ağza hafif içe dönük-U şeklini verir. Eğer öfke şiddetli ise alt dudak dargınmış gibi bükülebilir.
Korku. Korku sinyalleri ağızda belli olabilir. Korkuda ağız değişik derecelerde açılabilir (yani dudaklar ayrık, çene düşük ya da ağız gergin) Korku Kaşı Kaşın sadece orta kısmı yatay bir şekilde çatılmış. Yatay çizgiler bütün kaş boyunca uzanmaz. Bunlar stres ya da korku ifadeleridir.
Kaynak: http://www.psikolojistanbul.com/
28 Ekim 2015 Çarşamba
26 Ekim 2015 Pazartesi
MÜLAKATLARDA YARDIMCI OLACAK 5 BEDEN DİLİ HAREKETİ DAHA...
Beden dili eğitimi yerine geçmese de önerilerimize devam ediyoruz:

Sürekli hareket eden bacaklar sizin gergin ve sinirli olduğunuzu gösterir. Bu yüzden siz konuşurken bacaklarınızın ne yaptığının farkında olun!
2) Kulak Misafiri Olmayın

Görüşmenizin tam ortasındasınız ve aniden biri odadan içeri girerek görüşme yaptığınız kişi ile birşeyler konuşmaya geldi. Onlar konuşurken siz ne yaparsınız? Siz ne yaparsınız bilmiyoruz ama yapmanız gereken şey gözlerinizi dikip onlara bakmak kesinlikle değil. Gözlerinizi onlardan başka bir yere çevirerek hem onlara bir gizlilik tanımış olursunuz hem de üstünüze düşmeyen işlere burnunuzu sokmayacağınızı da şimdiden göstermiş olursunuz.
3) İyi Dinleyici Olun

Görüşme süresince sadece bedeninizle değil; beyninizle de orada bulunduğunuzu karşınızdakine gösterin. Sürekli kurulan göz kontağı ve baş sallamayla karşınızdakini dinlediğinizi ona açıkça gösterin.
4) Ses Tonuna Dikkat

Ses tonunuz konusunda da dikkatli olmanızda yarar var. Tek düze giden bir ses tonu karşı tarafı sıkacağı gibi; yüksek bir ses tonu da sizin zararınıza olacaktır. Çünkü bu da sizin çok fazla heyecanlı bir yapıya sahip olduğunuzu gösterir.
5) Göz Kontağına Dikkat

Göz kontağı karşınızdaki insana verdiğiniz önemi gösterir. Kaç kişi ile görüşme yaptığınızın bir önemi yok. Siz mutlaka herkes ile göz kontağı kurmayı ihmal etmeyin!
2) Kulak Misafiri Olmayın

Görüşmenizin tam ortasındasınız ve aniden biri odadan içeri girerek görüşme yaptığınız kişi ile birşeyler konuşmaya geldi. Onlar konuşurken siz ne yaparsınız? Siz ne yaparsınız bilmiyoruz ama yapmanız gereken şey gözlerinizi dikip onlara bakmak kesinlikle değil. Gözlerinizi onlardan başka bir yere çevirerek hem onlara bir gizlilik tanımış olursunuz hem de üstünüze düşmeyen işlere burnunuzu sokmayacağınızı da şimdiden göstermiş olursunuz.
3) İyi Dinleyici Olun

Görüşme süresince sadece bedeninizle değil; beyninizle de orada bulunduğunuzu karşınızdakine gösterin. Sürekli kurulan göz kontağı ve baş sallamayla karşınızdakini dinlediğinizi ona açıkça gösterin.
4) Ses Tonuna Dikkat

Ses tonunuz konusunda da dikkatli olmanızda yarar var. Tek düze giden bir ses tonu karşı tarafı sıkacağı gibi; yüksek bir ses tonu da sizin zararınıza olacaktır. Çünkü bu da sizin çok fazla heyecanlı bir yapıya sahip olduğunuzu gösterir.
5) Göz Kontağına Dikkat

Göz kontağı karşınızdaki insana verdiğiniz önemi gösterir. Kaç kişi ile görüşme yaptığınızın bir önemi yok. Siz mutlaka herkes ile göz kontağı kurmayı ihmal etmeyin!
22 Ekim 2015 Perşembe
MÜLAKATLARDA YARDIMCI OLACAK 5 BEDEN DİLİ HAREKETİ
İş mülakatlarında kullandığınız beden dilinin, almak istediğiniz neticeye ne kadar etki ettiğinden bahsetmiştik. Peki siz kendinizi en iyi pazarlayacak cümleleri seçerek kullanırken beden diliniz ne anlatıyor?
1) Konuşurken ellerinizi kullanın
Görüşmelerinizde konuşurken ellerinizi kullanmaya özen gösterin. Çünkü eğer ellerinizi masanın altında ya da masanın üstünde sabit bir şekilde tutarsanız bu sizi sıkılgan ve depresif gösterecektir. Halbuki konuşmanızı ellerinizle uyum içinde sürdürürseniz bu sizi işe istekli ve enerjik gösterir.
2) Ellerinizi Cebinizden Çıkartın

Sosyal hayatınızda elleriniz cebinizdeyken ne kadar karizmatik göründüğünüzü düşündüğünüzün burada hiç bir önemi yok. Aksine bir iş görüşmesinde ceplerde tutulan eller karşı tarafa olumsuz sinyaller yaymaktan başka bir işe yaramıyor. Vücut dilinde ellerin ceplere sokulması kendine güvensiz ve gizleyecek bir şeyleriniz olduğunu gösteriyor.
3) Omuzlar Rahat
1) Konuşurken ellerinizi kullanın

Görüşmelerinizde konuşurken ellerinizi kullanmaya özen gösterin. Çünkü eğer ellerinizi masanın altında ya da masanın üstünde sabit bir şekilde tutarsanız bu sizi sıkılgan ve depresif gösterecektir. Halbuki konuşmanızı ellerinizle uyum içinde sürdürürseniz bu sizi işe istekli ve enerjik gösterir.
2) Ellerinizi Cebinizden Çıkartın

Sosyal hayatınızda elleriniz cebinizdeyken ne kadar karizmatik göründüğünüzü düşündüğünüzün burada hiç bir önemi yok. Aksine bir iş görüşmesinde ceplerde tutulan eller karşı tarafa olumsuz sinyaller yaymaktan başka bir işe yaramıyor. Vücut dilinde ellerin ceplere sokulması kendine güvensiz ve gizleyecek bir şeyleriniz olduğunu gösteriyor.
3) Omuzlar Rahat

Araştırmalar insanlar gerginken omuzlarını yukarıya doğru kaldırdıkları gösteriyor. Bunun farkına varın ve omuzlarınızı derhal rahat bırakın! Bu sizi yalnızca sırt ve omuz ağrılarından kurtarmakla kalmayacak ayrıca daha rahat ve kendine güvenli gösterecektir.
4) El Sıkışmak

İlk intibayı oluştururken el sıkışmanın hayati önemini artık herkes biliyor. Sıkıca sıktığınız bir el size ilk izlenimde hanenize bir artı puan ekleyecektir. Aman fazla abanmayın :)
4) El Sıkışmak

İlk intibayı oluştururken el sıkışmanın hayati önemini artık herkes biliyor. Sıkıca sıktığınız bir el size ilk izlenimde hanenize bir artı puan ekleyecektir. Aman fazla abanmayın :)
20 Ekim 2015 Salı
BEDEN DİLİNDEN DEPRESYON ANALİZİ
Şıp diye beden dilinden depresyonluyu tanırım diyorsanız bir daha düşünün. Çünkü depresyonun vücut dilindeki belirtileri yalnızca asık surat, isteksizlik, vs değildir.
Kötü Pöstür
Depresyonun en açık beden dili göstergelerinden biridir. Böyle duruşu olan pek çok kişi ile karşılaşabiliriz. Omuzları öne doğru eğilmiş ve eğik bir şekilde bir duruş ve oturma şeklidir. Kötü duruş bir duruş bozukluğu ya da alışkanlık da kaynaklanabilir. Aynı zamanda uzun süreli bir depresyonun yarattığı bir alışkanlık da olabilir.
Gülme
Anlamsız geliyor değil mi? Gülme nasıl depresyonun belirtisi olabilir? Araştırmalar depresyonu olan kişilerin abartılı ya da çok az güldüklerini gösteriyor. Özellikle çok da komik olmayan bir şeye abartılı şekilde gülmek kaygının veya kabul görmenin bir belirtisi olarak karşımıza çıkıyor. Örneğin bir herkesin çokta gülmediği bir espriye aşırı derecede gülmek bir şeylerin yolunda gitmediğini gösteriyor. Diğer yandan herkesin çokça güldüğü komik durumlara zorla gülümsemek ya da gülememek o kişinin o iletişimden kopuk olduğunu ve ilgisizliğine hatta apatiye işaret ediyor.
Göz Kontağı
Özgüven eksikliği olan kişiler göz kontağı kurmakta zorlanırlar. Karşılarındaki kişi ile konuşurken ya aşağıya ya da kişinin arkasına bakarak konuşurlar. Ancak öz güveni eksik olan kişi konuşmaya dikkatini verebilir. Buradaki göz kontağı eksikliği kişinin çekingenliği ile ilgilidir. Ancak depresyondaki kişi gözünüzün içine baksa da bakmasa da belirgin olan şey konuşma ile pek ilgilenmediğidir. Konuşmadan sıkılmış ve uzak görünür. Bu nedenle göz kontağında sıklıkla kopukluklar meydana gelir.
Küçülmek…
Bir insan ayakta durdururken ayaklarına bakın. Ortalama bir insan, omuzları genişliğinde ayaklarını açarak durmaktadır. Bir an süpermeni hayal edecek olursak, çok yüksek özgüveni ile omuzlarından da geniş bir duruşa sahiptir. Depresyondaki bir kişi tıpkı dünyada görünmek istemiyormuşcasına mümkün olan en küçük yeri kaplamaya çalışır. Ayakları neredeyse birbirine bitişiktir. Kamburu çıkan omuz duruşu daha fazla küçülmek ve az yer kaplamak için kullanılan bir diğer beden dili göstergesidir.
Ayak Bilekleri Çapraz Oturmak
Bir kişi otururken , bacaklarını açarak, çapraz olarak ya da bacaklarını bitişik tutabilir depresyondaki kişi sıklıkla ayak bileklerini çapraz tutar. Bu kaygının ve bedeni korumanın beden dilindeki yollarından biridir. Ayak bilekleri çapraz biçimde oturmak tümüyle bilinçdışı bir harekettir. Bu şekilde oturmak depresyondaki kişi için diğer oturma şekillerinden daha konforludur.
Boyun Öne Doğru Çıkar
Kötü duruş özelliği ile de ilgili olarak kişinin kafası öne doğru çıkmış ise bu boyun eğme ve teslim olmanın bir göstergesi olabilir. Köpeklerin dominant bir lider karşısında başlarını öne doğru çıkardıkları görülür. Bedenlerindeki en hassas bölümü karşı tarafa sunarak bir korkuları olmadığını ve teslim olduklarını göstermektedirler. Bir diğer değişle vazgeçtiklerini anlatmaktadırlar. Kötü beden duruşunda olduğu gibi bunun da beden alışkanlığı olup olmadığını ayırt etmek önemlidir.
İfadesiz Yüz
Bir diğer beden dili göstergesi konuşurken ya da dinlerken boş bir suratla bakmaktır. Günlük konuşmada karşımızdakinin söylediklerine göre suratımız dalgalı bir deniz misali sürekli değişir. İfadesiz bir yüz olduğunda anlatılan hikaye ne kadar ilginç olursa olsun, yüz de bununla uyumlu bir ifade olmaz ise bu depresyonun göstergesi olabilir. Bu kişiler dinlerken de sürekli karşıdakini kafa hareketleri ile destekleyen bir dinleyici yerine bom boş ve hareketsiz biçimde karşıya bakabilirler. Dinlerken bazen gülümseme ile karşılaşabilirsiniz. Normal bir gülümsemede gözler de gülümser. Gözlere dikkat edin. Sadece ağız gülümsüyor gözler hareketsiz duruyorsa bu karşıdaki kişinin mutlu olmadığına dair bir ipucu olabilir. Gerçek bir gülümseme için gözlerin kenarlarında kaz ayakları denilen kırışıklıkları gördüğünüzden emin olun.
Yavaş Hareketler
Bir kişi normal halinden çok daha az hareket etmeye başlıyorsa bu depresyonun bir başka göstergesi olabilir. Enerji ve heyecanın ne kadar az olduğunu gösterdiğinden depresyon için önemli bir beden dili sinyalidir. Birşeyleri toplarken, arabaya binerken, yatarken, kalkarken, yürürken ve yemek yerken davranışlarına dikkat edin. Depresyondaki insanlar için yapılacak herşey çok fazla efor gerektirir dolayısıyla fazla zamana ihtiyaç duyarlar.
Kararsızlık
Menüde bir yemek seçmekten nereye gideceğine kadar herhangi bir konuda karar verirken zorluk yaşamak depresyonun bir diğer büyük göstergesidir. Bir konuda fikir sahibi olamamak ilgisizliğin, sorumluluk alamamanın ve kararına güvenmemenin sonucu olabilir. Kararsızlık bir beden dili hareketinden daha çok bir davranış olsa da zihnin iç yüzünü anlamak için önemli bir göstergedir.
Depresyona girmiş kişilerde gözlemlediğimiz temel beden dili göstergelerini paylaştık. Tekrar söyleyelim bu davranışlardan hiç biri tek başına görüldüğünde depresyonda olunduğunu göstermez. Tek başlarına bir alışkanlığın ya da başka bir sorunun göstergesi olabilirler. Bu belirtilerden hiç birine sahip olmayan bir kişi bir süre içinde bunun bir kaçına sahip olmaya başlarsa bu bize o kişi ile ilgili bir şeylerin yolunda gitmediğini gösterir. Siz de ya da bir yakınınız da buna ratlarsanız erken müdahale için adım atma ve erkenden depresyonla baş etme şansınız olur…
16 Ekim 2015 Cuma
BEDEN DİLİNİN GENETİK İZLERİ
Beyinde beden dilimizi, sözel olmayan iletişimi ve duygularımızı düzenleyen bölüme limbik sistem adı veriliyor.
Limbik sistem çevremizdeki dünyaya refleksif bir şekilde bir anda tepki gösteren, gerçek zamanda işleyen, düşünceden etkilenmeyen sistemdir. Yapılan araştırmalarda, kollarını göğüslerinin önünde çaprazlayarak tutan insanların sağ kolunun mu yoksa sol kolunun mu üstte olduğu araştırılmış.
Araştırılan insanların onda yedisinin sol kollarını sağ kollarının üzerine attığı tespit edilmiştir. Bazı araştırmacılara göre bu genetik jestlere bir örnek olabilir. Daha önemli olan sağ kolunu koruma amaçlı (ama bilnçsizce) içeride tutuyor olabilir.
Genetik jestler dışında insanın göz rengi, saç rengi ve boyunun uzunluğu da genetik kodlar ile ilgilidir ve sözel olmayan iletişimde bazı mesajlar taşır. Örneğin uzun boylu insanlar daha etkileyicidir ve araştırmalara göre uzun boylu, yapılı insanlar kent içinde de, iş hayatında daha hızlı yükselirler. Çünkü genetik kodlarımız hala ilkel dönemlerde olduğu gibi en güçlü olanın sürünün alfası olduğu hissettirir bize.
13 Ekim 2015 Salı
RENKLERİN BEDEN DİLİ
Beden dilinizle, yani görünüşünüzle, vermek istediğiniz mesajı oluşturmak istediğiniz intibayı tamamlayan en önemli şey kuşkusuz nasıl giyindiğinizdir.
Tarzınız dışında her renk farklı çağrışımlarda bulundurur. İşte kültürlere göre renklerin anlamları
Kırmızı:
Çin’de kırmızı renk, zenginlği, refahı ve yeniden doğumu işaret eder. Festivallerde ve sevinç gösterilerinde kullanılır. Fransa ve İngiltere’de eril bir renktir. Birçok Afrika ülkesinde küfür ve ölüm rengidir. Japonya’da öfke ve tehlike rengidir. Koreli Budistler, kırmızı mürekkebi bir insanın ölüm tarihini yazarken kullanılar…
Yeşil:
Amerika’da yeşil renk kapitalizmi, ilerleyişi ve düşmanlığı işaret eder. İrlanda da ülke için canını vermeyi temsil eder. Bazı kültürlerde dişiliği ve doğurganlığı temsil eder.
Siyah:
Tayland’da siyah renk yaşlılığı temsil eder. Malezya’da cesareti ve birçok başka kültürde ölümü temsil eder.
Beyaz:
Birçok Müslüman ülkede, Tayland’da ve Hindu kültüründe beyaz renk safiyeti, temizliği ve huzuru temsil eder. Bazı Asya ülkelerinde de ölümü ve ölüm ardından tutulan yası temsil eder.
Mavi:
Mısır’da mavi renk, erdem ve hakikati temsil eder. Gana’da neşeyi ve sevinci temsi eder. Cheroke kabilesinde yenilgiyi temsil eder.
Tarzınız dışında her renk farklı çağrışımlarda bulundurur. İşte kültürlere göre renklerin anlamları
Kırmızı:
Çin’de kırmızı renk, zenginlği, refahı ve yeniden doğumu işaret eder. Festivallerde ve sevinç gösterilerinde kullanılır. Fransa ve İngiltere’de eril bir renktir. Birçok Afrika ülkesinde küfür ve ölüm rengidir. Japonya’da öfke ve tehlike rengidir. Koreli Budistler, kırmızı mürekkebi bir insanın ölüm tarihini yazarken kullanılar…
Yeşil:
Amerika’da yeşil renk kapitalizmi, ilerleyişi ve düşmanlığı işaret eder. İrlanda da ülke için canını vermeyi temsil eder. Bazı kültürlerde dişiliği ve doğurganlığı temsil eder.
Siyah:
Tayland’da siyah renk yaşlılığı temsil eder. Malezya’da cesareti ve birçok başka kültürde ölümü temsil eder.
Beyaz:
Birçok Müslüman ülkede, Tayland’da ve Hindu kültüründe beyaz renk safiyeti, temizliği ve huzuru temsil eder. Bazı Asya ülkelerinde de ölümü ve ölüm ardından tutulan yası temsil eder.
Mavi:
Mısır’da mavi renk, erdem ve hakikati temsil eder. Gana’da neşeyi ve sevinci temsi eder. Cheroke kabilesinde yenilgiyi temsil eder.
8 Ekim 2015 Perşembe
İŞ GÖRÜŞMESİNDE BEDEN DİLİNİZLE FARK YARATIN
İyi bir beden dili kullanımı için uzman olmamız gerekmiyor. Hepimiz hergün beden dilimizi kullanıyor ve beden dili çözümlemesi yapıyoruz
zaten. Peki iş görüşmesinde beden dili nasıl kullanılmalı?
İlk bahsetmek istediğim madde "görüşme saati".
Görüşmeye nefes nefese kalacak şekilde son dakikada gidersek beden dilimiz hiç hoş şeyler söylemez. Dolayısıyla görüşme saatinden 15dk önce orada olmamız en sağlıklı zamanlamadır. Ne çok erken ne de çok geç. 15dk erken gelmek tavsiye edilen bir süredir.
Genellikle işe alım uzmanlarının iş görüşmesini gerçekleştirdiği odaları vardır. Odaya alınıp insan kaynakları personelini bekiyorsak, yani bizden sonra odaya girecekse ayağa kalkıp nezaket göstermemiz gerekmektedir. Hangi pozisyonda işe alınacağımızın hiçbir önemi olmaksızın bu davranışı sergilememiz gerektiğini düşünüyorum. Diğer bir alternatif odaya bizim ikinci sırada girmemizdir. Bu defa karşımızdakiyle tokalaşıp bizi oturmaya davet etmesini beklemeliyiz. Bu esnada genellikle oturacağınız sandalyeyi/koltuğu kendiniz şeçmeniz beklenir. Bu bir gözlemdir. Ne çok uzak ne de çok yakın bir oturma pozisyonu seçmemeliyiz.
Dik bir duruşla göz teması kurarak tokalaşmalıyız. Bazen
tokalaşabileceğimiz bir ortamda olmayabiliriz. (Bu çok nadir görülen bir iş
görüşmesi başlangıcıdır) Tokalaşırken karşımızdakinin elini parmak ucuyla değil
normal bir şekilde kavramalıyız. Ne çok sıkıp kompleks gösterisi ne de gevşek
bırakıp “güvensiz hissediyorum” mesajı vermeyiniz. Tokalaşmalarda bileğimiz
üstte avucumuz yere paralel kalacak şekilde olmamalıdır. Beden dilinde bu
tokalaşma şekli üstünlük mesajı verir. Aynı şekilde bileğimiz altta kalacak
şekilde avuç içimiz yukarıya bakmamalıdır. Avuç içlerinin birbirine dikey eşit
pozisyonda olması en doğru tokalaşma şeklidir. Bunu yaparken göz temasını sakın
kaçırmayın!
İlk andan itibaren tebessüm sahibi olmalıyız. Sırıtmaktan bahsetmediğimi biliyorsunuz. Hafif bir gülümseme ortamı rahatlatır. Aynı zamanda pozitif enerji verir.
Kendinizi ifade etmenizin temeli göğüs bölgenizin açık, omuzlarınızın dik duruşundan geçer. Kollarınızı göğüs bölgesinde bağdaştırmanız iletişime kapalı olduğunuz mesajını verir. Dolayısıyla kol bağlamak yerine avuç içlerinizi karşınızdakine gösterebilecek şekilde jestler kullanarak sözlerinizi destekleyin. Elleriniz sürekli masanın altında veya sürekli masanın üzerinde sabit kalmamalıdır. El ve kol hareketlerinde karşımızdakine avuç içi göstermek samimiyet ve güven duygusu besler.
İlk andan itibaren tebessüm sahibi olmalıyız. Sırıtmaktan bahsetmediğimi biliyorsunuz. Hafif bir gülümseme ortamı rahatlatır. Aynı zamanda pozitif enerji verir.
Kendinizi ifade etmenizin temeli göğüs bölgenizin açık, omuzlarınızın dik duruşundan geçer. Kollarınızı göğüs bölgesinde bağdaştırmanız iletişime kapalı olduğunuz mesajını verir. Dolayısıyla kol bağlamak yerine avuç içlerinizi karşınızdakine gösterebilecek şekilde jestler kullanarak sözlerinizi destekleyin. Elleriniz sürekli masanın altında veya sürekli masanın üzerinde sabit kalmamalıdır. El ve kol hareketlerinde karşımızdakine avuç içi göstermek samimiyet ve güven duygusu besler.
Oturma pozisyonunuz her zaman karşı karşıya olmayabilir. Eğer kenara yani masanın yan tarafına oturmuşsanız bedeninizi karşınızdakine çevirin. Dizlerinizi kırıp ayaklarınızı sandalyenin altına doğru çekmeniz heran kalkabilecekmişsiniz gibi bir mesaj verir. Bu durum rahatsız edicidir. İletişimi engeller. Bu yüzden ayaklar hafif öne doğru (abartmadan) iletişim kurulan kişiyi işaret etmelidir. Sürekli hareket eden bacaklar stres yaratır ve tedirginliği işaret eder. Bu yüzden bacaklarınızın ne yaptığından haberdar olun.
Görüşme sırasında çok kasıntı oturmamaya özen gösterin. Bacak bacak üzerine atmanın doğruluğu başvurduğunuz pozisyona göre değişiklik gösterir. Yine de en sağlıklısı hiçbir zaman bacak bacak üstüne atmamaktır.
Karşımızdaki bizi ilgiyle dinliyorsa bunu avuç içleri tavana bakacak şekilde jestlerinden veya eli yanağında parmağı tavanı gösterir duruşundan anlayabiliriz. Bunun gibi zaman zaman gözlerini birazdaha açması da ilginç bulduğu anlamına gelebilir. Öyleyse iyi gidiyoruz.
Görüşme sizin için olumlu ya da olumsuz geçmiş olabilir. O an düşünceniz sadece tahmindir. Görüşme bitiminde aynı nezaket ve kibarlıkla karşı tarafın elini sıkmayı, tebessüm etmeyi ve göz teması kurmayı unutmayın. Salondan çıkarken diğer çalışanları, 15 dk beklerken tanıştığınız sekreter/danışmanı selamlamayı da unutmayın.
6 Ekim 2015 Salı
BEDEN DİLİ VE EDEBİYATI
Aslında hepimiz doğuştan gelen özelliklerimiz sayesinde beden diline biraz hakimiz. Birisi mutlu, mutsuz, gergin, sinirli ya da huzurlu mu az çok anlayabiliriz. Bu anadilimiz gibi çocukluğumda kazandığımız bir yetenektir. Peki, bedenimize kaç dil öğretebiliriz? Farklı kültürlerin beden dili de farklı mıdır? Beden eğitimi derslerimizde beden dili de anlatılmalı mıdır? Rüyada beden dili görmek neye delalettir? Hepsi ve daha fazlasının cevabını birlikte arayacağız ve muhtemelen birlikte bulamayacağız. Hem belli de olmaz, ya çıkarsa?
2 Ekim 2015 Cuma
30 Eylül 2015 Çarşamba
BEDEN DİLİNİN ŞİFRELERİ
Vücut dilinin, kişilerin ruh halini ortaya koyduğunu söyleyen uzmanlara göre eller, bakışlar ve duruş, kişiliğin aynası oluyor. Özetle Metin Şentürk ağabeyimizin de ifade ettiği gibi gözler kalbin aynasıdır.
Ses ve vücut dili karşı tarafta oluşan intibanın %93’ünü karşılar. Yani ne söylediğinizinden ziyade nasıl söylediğiniz önemli. Dünyada bu güne değin kurulmuş en akıllıca cümleleri bile söyleseniz, Rutkay Aziz’in yemek tarifi anlatması kadar etkileyici olamazsınız.
İşte bu yüzden beden ve ses diline hakim olmak ve bu konularda kendini geliştirmek çok önemlidir. Beden dilinde hangi hareket ne anlama geliyor kabaca bir özet geçelim:
* İşaret parmağını kaldırıp konuşanlar, çaktırmadan karşısındakini tehdit eder. Elleri kenetli olanlar ise genel durumdan memnun değillerdir.
* Ellerini önde birleştirerek el pençe divan duran kişiler, dalkavukça kendisini karşısındakine teslim etmişken, ellerin arkada birleşmesi ise kendine olan özgüveni, meydan okumayı, alayına gideri anlatıyor.
* İnsanlarda elin çeneyi okşaması bir kimsenin karar verme sürecinde olduğunu gösterirken, dinleyen kişinin eli yanaktayken, başparmağı çene altındaysa karşısındakine eleştirel yaklaşımda olduğunu hatta onu beğenmediğini, ötekileştirmek, eziklemek istediğinin bir göstergesi olabilir.
* Diğer parmakların ağzı örtmesi ise, iki şeyin ipucu olabilir; ''Benim söyleyeceklerim var'' veya ''Külahıma anlat”
* Beden dilinde kişiler kendilerini güvende hissetmek için genelde masa, kürsü gibi bir yerin arkasında olmak istiyor. Eğer bu yoksa savunma güdülerini bacak bacak üzerine atarak ya da kolları kavuşturarak gösteriyorlar. Yani arkasına saklanacak bir şey bulamazsa kendi uzuvlarının ardına saklanıyor.
* Özellikle yabancı ortamlarda bulunanlar, kollarını kavuşturarak savunmaya geçiyor, bu sırada başparmaklarını dışarıda bırakanlar ise, ''Savunmadayım ama rekabete hazırım'' mesajı veriyor.
* Bacak bacak üstüne atmak ise, savunmanın diğer bir şeklidir. Daha çok kadınların tercih ettiği bu oturuş, içine kapanıklık ve savunmaya geçme duygusunun göstergesi kabul ediliyor. Kişi kabuğuna çekiliyor ve fikrini açıklamaya karar verdiğinde bacak bacak üzerine atmaktan vazgeçiyor.
* Bacağını dizden büküp diğerinin üzerine koyarak oturuş ise meydan okuma, hırs ve rekabetin işareti olurken, ayakları çapraz durumda olan kişilerin sakladıkları itirafları veya verebilecekleri tavizler bulunuyor.
* Yalan söyleyen kişiler ise, yüzüne dokunup, gözlerini kaçırıyor, erkeklerin büyük çoğunluğu yalan söylerken yakasıyla oynuyor ve gömleğini gevşetiyor. Tabii usta yalancılar bu jestleri yapmadan da palavranın dalağını yarabiliyorlar.
Ses ve vücut dili karşı tarafta oluşan intibanın %93’ünü karşılar. Yani ne söylediğinizinden ziyade nasıl söylediğiniz önemli. Dünyada bu güne değin kurulmuş en akıllıca cümleleri bile söyleseniz, Rutkay Aziz’in yemek tarifi anlatması kadar etkileyici olamazsınız.
İşte bu yüzden beden ve ses diline hakim olmak ve bu konularda kendini geliştirmek çok önemlidir. Beden dilinde hangi hareket ne anlama geliyor kabaca bir özet geçelim:
* İşaret parmağını kaldırıp konuşanlar, çaktırmadan karşısındakini tehdit eder. Elleri kenetli olanlar ise genel durumdan memnun değillerdir.
* Ellerini önde birleştirerek el pençe divan duran kişiler, dalkavukça kendisini karşısındakine teslim etmişken, ellerin arkada birleşmesi ise kendine olan özgüveni, meydan okumayı, alayına gideri anlatıyor.
* İnsanlarda elin çeneyi okşaması bir kimsenin karar verme sürecinde olduğunu gösterirken, dinleyen kişinin eli yanaktayken, başparmağı çene altındaysa karşısındakine eleştirel yaklaşımda olduğunu hatta onu beğenmediğini, ötekileştirmek, eziklemek istediğinin bir göstergesi olabilir.
* Diğer parmakların ağzı örtmesi ise, iki şeyin ipucu olabilir; ''Benim söyleyeceklerim var'' veya ''Külahıma anlat”
* Beden dilinde kişiler kendilerini güvende hissetmek için genelde masa, kürsü gibi bir yerin arkasında olmak istiyor. Eğer bu yoksa savunma güdülerini bacak bacak üzerine atarak ya da kolları kavuşturarak gösteriyorlar. Yani arkasına saklanacak bir şey bulamazsa kendi uzuvlarının ardına saklanıyor.
* Özellikle yabancı ortamlarda bulunanlar, kollarını kavuşturarak savunmaya geçiyor, bu sırada başparmaklarını dışarıda bırakanlar ise, ''Savunmadayım ama rekabete hazırım'' mesajı veriyor.
* Bacak bacak üstüne atmak ise, savunmanın diğer bir şeklidir. Daha çok kadınların tercih ettiği bu oturuş, içine kapanıklık ve savunmaya geçme duygusunun göstergesi kabul ediliyor. Kişi kabuğuna çekiliyor ve fikrini açıklamaya karar verdiğinde bacak bacak üzerine atmaktan vazgeçiyor.
* Bacağını dizden büküp diğerinin üzerine koyarak oturuş ise meydan okuma, hırs ve rekabetin işareti olurken, ayakları çapraz durumda olan kişilerin sakladıkları itirafları veya verebilecekleri tavizler bulunuyor.
* Yalan söyleyen kişiler ise, yüzüne dokunup, gözlerini kaçırıyor, erkeklerin büyük çoğunluğu yalan söylerken yakasıyla oynuyor ve gömleğini gevşetiyor. Tabii usta yalancılar bu jestleri yapmadan da palavranın dalağını yarabiliyorlar.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)







